Uzm. Dr. Emine Taşyürek

Çocuk ve Ergenlerde Kekemelik | Ankara

Ankara’da Çocuk ve Ergenlerde Kekemelik – Belirtiler, Tanı ve Tedavi

Kekemelik, diğer adıyla akıcılık bozukluğu, çocuk ve ergenlerde konuşmanın akışını bozan tekrarlar, uzatmalar veya istemsiz duraksamalarla ortaya çıkan bir iletişim sorunudur. Kekemelik yaşayan çocuklar çoğu zaman normal zekâ düzeyine sahiptir; ancak konuşmadaki akıcılık sorunu onların sosyal ilişkilerini, okul başarısını ve özgüvenini olumsuz etkileyebilir.

Ankara’da çocuk ve ergen psikiyatristi Uzm. Dr. Emine Taşyürek, kekemelik sorunu yaşayan çocuklara bilimsel yöntemlerle yaklaşarak, konuşmanın akıcılığını artırmaya, iletişim becerilerini geliştirmeye ve psikolojik desteği sağlamaya odaklanmaktadır.

Kekemelik Nedir?

Kekemelik, konuşmanın doğal akışında meydana gelen tekrarlamalar (hece ya da kelime tekrarları), uzatmalar veya bloklar (kelimenin başlayamaması) ile tanımlanır. Bazen bu duruma göz kırpma, baş sallama, nefes alma güçlüğü gibi ikincil belirtiler de eşlik edebilir.

Kekemelik çocuklukta en sık görülen konuşma bozukluklarından biridir ve genellikle 2–7 yaş arasında başlar.

Bazı çocuklarda hafif düzeyde görülürken, bazılarında zamanla daha belirgin hale gelebilir. Erken dönemde doğru müdahale, kekemeliğin kalıcı hale gelmesini önleyebilir.

Çocuklarda ve Ergenlerde Kekemeliğin Belirtileri

Ses ve hece tekrarları: “be-be-ben” gibi.
Uzatarak konuşma: “mmmmasa” gibi.
Bloklar: Sözcüğe başlamada uzun duraksamalar.
Yüz ve vücut hareketleri: Göz kırpma, dudak titremesi, baş hareketleri.
Sosyal kaçınma: Çocuğun konuşmaktan çekinmesi, sınıfta söz almaktan kaçınması.
Kaygı belirtileri: Konuşma sırasında terleme, kalp çarpıntısı, huzursuzluk.

Bu belirtiler sadece konuşmayı değil, çocuğun psikolojik gelişimini de etkileyebilir.

Kekemeliğin Nedenleri

Kekemeliğin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, pek çok faktörün rol oynadığı düşünülmektedir:

Genetik faktörler – Ailede kekemelik öyküsü varsa risk artar.

Nörolojik farklılıklar – Konuşma ile ilgili beyin bölgelerindeki farklı işleyiş.

Psikolojik faktörler – Kaygı, stres ve travmatik olaylar kekemeliği tetikleyebilir.

Çevresel faktörler – Baskıcı ebeveyn tutumları, hızlı konuşma beklentileri.

Dil gelişim farklılıkları – Dil gelişimi hızlı ilerlerken akıcılık sorunları yaşanabilir.

Kekemeliğin Çocuk ve Ergen Üzerindeki Etkileri

Akademik Etkiler: Çocuk sınıfta söz almaktan kaçınabilir, ders başarısı düşebilir.

Sosyal Etkiler: Arkadaş ilişkilerinde zorluk, alay edilme, dışlanma.

Psikolojik Etkiler: Kaygı bozukluğu, depresyon, özgüven eksikliği.

Aile Dinamikleri: Ailenin yanlış tutumu (sabırsızlık, eleştiri) sorunu artırabilir.

Kekemeliğin Tanısı Nasıl Konur?

Kekemelik tanısı, çocuk ve ergen psikiyatristi tarafından yapılan ayrıntılı görüşme ve gözlemlerle konur. Çocuğun konuşma örnekleri değerlendirilir, aileden ve öğretmenden bilgi alınır. Ayrıca kekemeliğe eşlik eden başka psikiyatrik sorunlar (anksiyete, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü vb.) olup olmadığı da incelenir.

Kekemelikte Tedavi Yaklaşımları

1. Konuşma Terapisi
Konuşma terapisi, kekemelik tedavisinin en temel yöntemlerinden biridir. Çocuklara nefes kontrolü, yavaş konuşma, ritmik konuşma gibi teknikler öğretilir.

2. Psikiyatrik Destek
Kekemelik sadece mekanik bir sorun değildir; kaygı ve stres de büyük rol oynar. Bu nedenle psikiyatrist desteği ile çocuğun kaygısı azaltılır, özgüveni artırılır.

3. Psikoterapi Yöntemleri
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Kekemelikle ilişkili olumsuz düşünceler ve kaygılar çalışılır.

Aile Terapisi: Ailenin çocuğa destek olma yolları öğretilir.

Oyun Terapisi (özellikle küçük yaş grupları için).

4. Online Terapi Seçeneği
Uzm. Dr. Emine Taşyürek, Ankara dışında yaşayan aileler için online terapi seçeneği sunarak, kekemelik tedavisinin her yerden erişilebilir olmasını sağlar.

Çocuk ve Ergenlerde Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) | Ankara
Ankara çocuk ve ergen psikiyatristi ile kekemelik tedavisi için online terapi

Kekemelik – Sık Sorulan Sorular ve Cevaplar 

Kekemelik neden olur?

Kekemeliğin kesin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir; ancak pek çok faktörün etkili olduğu düşünülmektedir. Genetik yatkınlık, en önemli nedenlerden biridir. Ailede kekemelik öyküsü varsa, çocukta da görülme ihtimali artar. Bunun dışında beynin konuşma ve dil merkezlerindeki farklı işleyiş, nörolojik faktörler arasında sayılır.

Psikolojik faktörler de kekemeliğin başlamasında ya da şiddetlenmesinde rol oynar. Çocuk kaygılı, stresli veya travmatik bir olay yaşamışsa, kekemelik belirtileri daha belirgin hale gelebilir. Ayrıca çevresel faktörler de önemlidir. Baskıcı ebeveyn tutumları, hızlı konuşma beklentisi veya çocuğun sürekli acele ettirilmesi kekemeliği artırabilir.

Kekemelik tek bir nedene bağlı değildir; çoğunlukla biyolojik, psikolojik ve çevresel etkenlerin birleşimiyle ortaya çıkar. Bu nedenle tedavi sürecinde bütüncül bir yaklaşım gerekir. Psikiyatrist, konuşma terapisti ve aile birlikte hareket ederek çocuğun ihtiyaçlarına uygun bir plan hazırlar.

Kekemelik hangi yaşlarda başlar?

Kekemelik genellikle 2–7 yaş aralığında ortaya çıkar. Bu dönem, çocukların dil gelişiminin en hızlı olduğu süreçtir. Çocuklar yeni kelimeler öğrenirken, uzun cümleler kurmaya çalışırken konuşma akıcılığı zorlanabilir. Bazı çocuklarda bu durum geçici bir “gelişimsel akıcılık sorunu” iken, bazılarında kalıcı kekemelik haline gelir.

Okul çağına gelindiğinde kekemelik daha belirginleşebilir. Çocuk sınıfta söz almaktan çekinebilir, arkadaşlarının yanında konuşurken zorlanabilir. Ergenlik döneminde ise kekemelik, sosyal ilişkilerde ve özgüvende ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle erken yaşta fark edilen kekemeliğin gecikmeden uzman bir çocuk ve ergen psikiyatristi tarafından değerlendirilmesi çok önemlidir.

Erken müdahale, kekemeliğin kalıcı hale gelmesini önleyebilir. Ankara’da Uzm. Dr. Emine Taşyürek gibi uzmanların sunduğu terapi süreçleri, çocuklarda akıcılığı artırmaya ve psikolojik destek sağlamaya odaklanır.

Kekemelik kendiliğinden geçer mi?

Bazı çocuklarda kekemelik hafif düzeyde olabilir ve gelişimsel sürecin bir parçası olarak birkaç ay içinde kendiliğinden düzelebilir. Ancak kekemelik 6 aydan uzun sürüyorsa, şiddetleniyorsa veya çocuğun sosyal yaşamını etkilemeye başlamışsa kendiliğinden geçme ihtimali oldukça düşüktür.

Aileler genellikle “bekleyelim, zamanla geçer” yaklaşımı sergiler; fakat bu tavır kekemeliğin kronikleşmesine yol açabilir. Çünkü çocuk büyüdükçe kekemeliğin yarattığı kaygı artar, sosyal çevrede dışlanma ihtimali yükselir. Bu durum kekemeliği daha kalıcı hale getirir.

Profesyonel destek, kekemeliğin erken dönemde kontrol altına alınmasında çok önemlidir. Konuşma terapileri, psikoterapi yöntemleri ve aile danışmanlığı ile kekemelik büyük ölçüde azaltılabilir. Bu nedenle “kendiliğinden geçmesini beklemek” yerine bir çocuk ve ergen psikiyatristine başvurmak çok daha sağlıklı bir yaklaşımdır.

Kekemelik zekâ geriliği midir?

Hayır, kekemelik kesinlikle zekâ geriliği değildir. Kekemelik yaşayan çocukların büyük çoğunluğu normal veya normalin üzerinde zekâya sahiptir. Ancak konuşma akıcılığındaki sorun, çoğu zaman çevre tarafından yanlış anlaşılır. Çocuk kendini ifade etmekte zorlandığı için, sanki düşünme becerisi zayıfmış gibi algılanabilir. Bu yanlış algı, çocuğun özgüvenini olumsuz etkiler.

Kekemelik, beynin konuşma ile ilgili alanlarının işleyiş farklılıklarından kaynaklanır. Yani zekâyı değil, sadece konuşmanın akışını etkiler. Bu nedenle kekemelik yaşayan çocukların akademik başarıları, doğru destek aldıklarında oldukça yüksek olabilir.

Ailelerin ve öğretmenlerin en çok dikkat etmesi gereken nokta, çocuğu zekâ açısından yetersiz görmekten kaçınmaktır. Çocuğun güçlü yönleri desteklenmeli, başarısı sadece konuşmasına göre değerlendirilmemelidir. Ankara’da Uzm. Dr. Emine Taşyürek’in sunduğu yaklaşım, çocukların hem konuşma akıcılığını hem de psikolojik dayanıklılığını geliştirmeyi hedefler.

Kekemeliğin tedavisinde hangi yöntemler kullanılır?

Kekemelik tedavisinde birden fazla yöntem birlikte uygulanır. Konuşma terapisi, kekemelik tedavisinin temelidir. Çocuğa nefes kontrolü, yavaş konuşma teknikleri, ritmik konuşma becerileri kazandırılır. Psikoterapi yöntemleri, özellikle kaygı ve özgüven sorunlarını azaltmada önemlidir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), çocuğun olumsuz düşüncelerini değiştirmesine yardımcı olur.

Bazı durumlarda aile terapisi de uygulanır. Aile, çocuğa nasıl yaklaşması gerektiğini öğrenir. Küçük yaş gruplarında oyun terapisi, çocuğun kaygısını azaltarak konuşma akıcılığını geliştirmeye katkı sağlar.

Ankara’da Uzm. Dr. Emine Taşyürek, kekemelik tedavisinde modern yaklaşımları kullanarak her çocuğun bireysel ihtiyaçlarına uygun bir plan hazırlar. Böylece hem konuşma becerileri hem de psikolojik dayanıklılık güçlendirilir.

Kekemelikte ailelerin rolü nedir?

Ailelerin kekemelik tedavisinde rolü çok büyüktür. Sabırsız, eleştirel veya baskıcı tutumlar kekemeliği artırır. Çocuğun konuşmasını sürekli düzeltmek, “hadi hızlı söyle” demek, onun kaygısını artırır. Ailelerin sabırlı olması, çocuğun çabasını takdir etmesi gerekir.

Aile ayrıca çocuğun konuşmasını kesmeden sabırla dinlemeli, onun yerine konuşmaya çalışmamalıdır. Çocuğu acele ettirmemek, güvenli bir iletişim ortamı sağlamak çok önemlidir. Ayrıca aile, kekemeliği görmezden gelmek yerine bir uzman desteği almalıdır.

Ankara’da Uzm. Dr. Emine Taşyürek, ailelere yönelik danışmanlık sağlayarak doğru ebeveyn tutumlarını öğretmektedir. Bu sayede aile, tedavi sürecinin en güçlü destekçisi haline gelir.

Kekemelik tedavi edilmezse ne olur?

Tedavi edilmeyen kekemelik, çocuk ve ergenin hayatında kalıcı olumsuzluklara yol açabilir. Akademik başarı düşer, sosyal ilişkilerde sorunlar artar, özgüven kaybı derinleşir. Ergenlik döneminde ise kekemelik, sosyal fobi ve depresyon gibi psikiyatrik sorunlarla birleşebilir.

Yetişkinlikte tedavi edilmemiş kekemelik, iş hayatında, arkadaşlık ve aile ilişkilerinde de ciddi zorluklar yaratır. Bu nedenle kekemelik fark edildiği anda profesyonel destek almak çok önemlidir. Erken tanı ve doğru terapi ile kekemelik büyük ölçüde kontrol altına alınabilir.

Ankara Çocuk ve Ergen Psikiyatristi I Uzm. Dr. Emine Taşyürek ile Psikiyatrik Destek ve Terapi
Çocuklarda kekemelik belirtileri ve psikiyatrik değerlendirme