Çocuk ve Ergenlerde Tik Bozuklukları ve Tourette Sendromu | Ankara
Çocuk ve Ergenlerde Tik Bozuklukları Nedir?
Çocuk ve ergenlerde tik bozuklukları, ani, hızlı, tekrarlayıcı ve ritmik olmayan motor hareketler veya ses çıkarmalar şeklinde ortaya çıkan nörogelişimsel bir durumdur. Bu hareket ve sesler istemsiz olarak gerçekleşir, ancak bazı çocuklar ve ergenler tikleri kısa bir süreliğine baskılayabilir. Tikler, genellikle çocukluk çağında başlar ve zaman içinde şiddetinde dalgalanmalar gösterir. Ankara'da Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzm. Dr. Emine Taşyürek, tik bozukluklarının tanı ve tedavisinde ailelerin doğru bilgilendirilmesinin ve erken müdahalenin önemini vurgulamaktadır.
Tikler temel olarak iki gruba ayrılır: Motor tikler ve vokal (sesli) tikler. Motor tikler, vücudun herhangi bir kas grubunu içeren hareketlerdir. Basit motor tikler arasında göz kırpma, burun kıvırma, ağız germe, baş sallama, omuz silkme sayılabilir. Karmaşık motor tikler ise daha amaçlı ve koordine görünen, birkaç basit tikin bir araya gelmesiyle oluşan hareketlerdir; bir nesneye dokunma, koklama, zıplama veya başka birinin hareketlerini taklit etme (ekopraksi) gibi. Vokal tikler ise basit ve karmaşık olarak sınıflandırılır.
Basit vokal tikler; boğaz temizleme, burun çekme, öksürme, hırıltı sesi çıkarma gibi anlamsız seslerdir.
Karmaşık vokal tikler ise; kelimeleri tekrarlama (palilali), başkalarının söylediklerini tekrarlama (ekolali) ve nadiren de olsa küfürlü veya müstehcen konuşma (koprolali) şeklinde olabilir.
Tik bozuklukları, süre ve şiddetine göre sınıflandırılır:
Geçici Tik Bozukluğu: En sık görülen formdur. Hem motor hem de vokal tikler görülebilir, ancak bir yıldan kısa sürer. Çoğunlukla kendiliğinden kaybolur.
Kronik Motor veya Vokal Tik Bozukluğu: Tekrarlayıcı motor tikler veya vokal tiklerden biri bir yıldan uzun süredir devam eder. İkisi birlikte görülmez.
Tourette Sendromu (Gilles de la Tourette Sendromu): En karmaşık formudur. Hem çok sayıda motor tik, hem de bir veya daha fazla vokal tik en az bir yıl süreyle var olmalıdır.
Tikler şiddet ve tip olarak değişkenlik gösterebilir.
Tik bozukluklarının kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, beyin kimyasındaki dengesizlikler (özellikle dopamin, serotonin gibi nörotransmitterlerde), merkezi sinir sistemindeki gelişimsel farklılıklar ve çevresel faktörlerin (stres, enfeksiyonlar) tetikleyici rol oynadığı düşünülmektedir. Dr. Taşyürek, tiklerin çocuğun elinde olmayan, kontrol etmekte zorlandığı nörolojik kökenli davranışlar olduğunu ailelere anlatarak, çocuğa yönelik suçlayıcı ve eleştirel tutumların önüne geçmeyi hedefler.
Tourette Sendromu ve Belirtileri
Tourette Sendromu (TS), çocuk ve ergen psikiyatrisinde karşılaşılan, hem çoklu motor tikleri hem de bir veya daha fazla vokal tiki içeren, nörogelişimsel bir bozukluktur. Tiklerin en az bir yıl süreyle, tiksiz bir dönem üç aydan fazla olmamak kaydıyla devam etmesi gerekir. Tikler, 2-15 yaş arasında, genellikle 5-6 yaş civarında başlar ve ergenlik döneminde şiddetlenme eğilimi gösterdikten sonra, çoğu vakada erişkinliğe doğru hafifler veya kaybolur. Ancak bazı bireylerde yetişkinlikte de devam edebilir.
Tourette Sendromu'nun belirtileri kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterir. Hafif formlarında çevredekiler tarafından fark edilmeyebilirken, ağır formlarında günlük yaşamı önemli ölçüde kısıtlayabilir. Belirtiler dalgalı bir seyir izler; stres, kaygı, heyecan veya yorgunluk tikleri şiddetlendirirken, odaklanılan bir aktivite sırasında veya sakin olduğunda geçici olarak azalabilir.
Motor Tik Belirtileri:
Basit Motor Tikler: Göz kırpma, göz devirme, burun kıvırma, dudak yalama, ağız germe, baş sallama, omuz silkme, karın kaslarını germe, el/kol hareketleri, ayak sallama.
Karmaşık Motor Tikler: Koklama, dokunma, bir nesneye vurma, zıplama, dönme, el çırpma, garip yüz ifadeleri, echopraxia (başkalarının hareketlerini taklit etme), copropraxia (müstehcen hareketler yapma).
Vokal (Sesli) Tik Belirtileri:
Basit Vokal Tikler: Boğaz temizleme, burun çekme, hırıltı, öksürme, homurdanma, bağırma, ıslık çalma, hayvan sesleri çıkarma.
Karmaşık Vokal Tikler: Ekolali (başkalarının kelimelerini veya cümlelerini tekrarlama), palilali (kendi söylediği kelimeleri tekrarlama), koprolali (küfür etme, müstehcen veya uygunsuz kelimeler sarf etme). Koprolali toplumda TS ile en çok özdeşleştirilen belirti olsa da, aslında TS'li bireylerin yalnızca küçük bir kısmında (%10-15) görülür.
Tourette Sendromu sadece tiklerden ibaret değildir. Sıklıkla Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), öğrenme güçlükleri, anksiyete bozuklukları ve duygudurum dalgalanmaları gibi ek sorunlar da eşlik eder. Dr. Taşyürek, TS tanısı koyarken bu eşlik eden durumları da mutlaka değerlendirir, çünkü tedavi planı tüm bu bileşenleri kapsayacak şekilde kişiselleştirilmelidir.
Tik Bozuklukları ile Normal Alışkanlıkların Farkı
Ebeveynlerin en sık karıştırdığı konulardan biri, çocuklarındaki bazı tekrarlayıcı davranışların normal bir alışkanlık mı yoksa tik mi olduğudur. Bu ayrımı yapmak, gereksiz kaygılanmanın önüne geçmek ve erken müdahale gerektiren durumları tespit edebilmek açısından son derece önemlidir. Ankara'da Uzm. Dr. Emine Taşyürek, ailelere bu ayrımı yapabilmeleri için bazı kritik farklılıkları şu şekilde açıklar:
1. İstemlilik ve Kontrol: En temel fark budur. Normal alışkanlıklar (parmak emme, tırnak yeme, saçlarıyla oynama) genellikle çocuğun bilinçli kontrolü altındadır veya belirli durumlarda (sıkıntı, stres anında) ortaya çıkan davranışlardır. Çocuk, isteyerek yapar ve dikkati dağıtıldığında veya uyarıldığında bu davranışı durdurabilir. Tikler ise büyük oranda istemsizdir. Çocuk, tik geldiğinde onu yapmaya dair önüne geçilmez bir dürtü ve içsel gerilim hisseder. Tik gerçekleştirildiğinde bu gerilim geçici olarak rahatlar. Çocuk tikleri kısa süreliğine baskılayabilir, ancak bu büyük bir zihinsel çaba gerektirir ve baskılanan tikler genellikle daha sonra şiddetli bir şekilde ortaya çıkar.
2. Amaç ve İşlev: Alışkanlıklar genellikle çocuğun kendini sakinleştirmek, rahatlamak veya can sıkıntısını gidermek için kullandığı bir araçtır. Bir işlevi vardır. Tiklerin ise herhangi bir amacı veya işlevi yoktur. Nörolojik bir temele dayanır ve çocuğa herhangi bir rahatlama veya fayda sağlamaz.
3. Şekil ve Çeşitlilik: Alışkanlıklar genellikle aynı şekilde ve aynı bölgede (hep aynı parmağı emme gibi) tekrarlanır. Tikler ise zaman içinde şekil değiştirebilir, farklı vücut bölgelerine atlayabilir ve yeni tikler eklenebilir. Örneğin, göz kırpma tiki bir süre sonra burun kıvırmaya dönüşebilir.
4. Stresle İlişkisi: Her ikisi de stresle artış gösterebilir. Ancak tikler, heyecan, coşku ve mutluluk anlarında da şiddetlenebilir. Alışkanlıklar ise daha çok sıkıntı, kaygı ve stres durumlarında ortaya çıkar.
5. Uyarı ve Tepki: Bir çocuğa alışkanlığı için "yapma" dediğinizde, genellikle durdurmayı başarabilir. Tik için uyarıldığında ise bu durum çocukta kaygı ve stres yaratır. Tikini baskılamak için harcadığı çaba, onun dikkatini toplamasını ve sosyal etkileşimini olumsuz etkiler. Bu nedenle tikleri için çocuğu uyarmak, azarlamak veya cezalandırmak kesinlikle yanlış bir tutumdur ve durumu daha da kötüleştirir.
Dr. Taşyürek, ailelere gözlemlerini bu çerçevede değerlendirmelerini ve şüphe durumunda bir çocuk ve ergen psikiyatristine başvurarak profesyonel bir değerlendirme almalarını önerir.
Tiklerin Çocukların Sosyal Yaşamına Etkileri
Tik bozuklukları, özellikle de Tourette Sendromu, çocuğun sosyal yaşamını, özgüvenini ve duygusal sağlığını derinden etkileyebilir. Tikler, çoğu zaman fiziksel bir rahatsızlıktan çok, sosyal damgalanma ve dışlanma nedeniyle zorluk yaratır. Akranlar arasında anlaşılamama, alay konusu olma ve dışlanma, bu çocukların en sık karşılaştığı problemlerdir.
Okul ortamı, bu zorlukların en belirgin yaşandığı yerdir. Ders sırasında ortaya çıkan motor veya vokal tikler, hem çocuğun dikkatini dağıtarak akademik performansını olumsuz etkiler hem de sınıf arkadaşlarının dikkatini dağıtır. Öğretmenlerin ve arkadaşlarının tikleri anlamaması durumunda çocuk, "yaramaz", "dikkat çekmeye çalışan" veya "sınıfın düzenini bozan" bir öğrenci olarak etiketlenebilir. Bu da çocuğun okula gitmek istememesine, okul fobisi geliştirmesine ve sosyal içe çekilmeye neden olabilir.
Sosyal aktiviteler ve arkadaşlık ilişkileri de tiklerden nasibini alır. Çocuk, tikleri yüzünden rezil olacağı korkusuyla sosyal ortamlara girmekten kaçınabilir. Takım sporlarına katılmak, sinemaya gitmek veya bir arkadaşının evinde kalma gibi aktiviteler onun için büyük bir kaygı kaynağı haline gelebilir. Sürekli "Acaba şimdi tikim gelecek mi?" endişesiyle yaşamak, çocuğun doğal davranmasını engeller ve ilişkilerini yüzeysel ve gergin hale getirebilir.
Tüm bu olumsuz sosyal deneyimler, çocuğun benlik saygısında ciddi düşüşlere yol açar. "Ben anormalim", "Kimse beni sevmiyor", "Değersizim" gibi olumsuz inançlar geliştirebilir. Bu durum, depresyon, anksiyete ve sosyal izolasyon riskini artırır. Aile içinde de tikler bir gerilim kaynağı olabilir. Ebeveynler çocuklarının davranışlarını anlamlandıramadıklarında veya kontrol edebileceğini düşündüklerinde, onu sürekli uyarabilir ve bu da aile ilişkilerini zedeleyebilir.
Dr. Taşyürek, tedavi sürecinde sadece tiklerin şiddetini azaltmayı değil, aynı zamanda çocuğun sosyal becerilerini güçlendirmeyi, özgüvenini yeniden inşa etmeyi ve çevresini (aile, okul, akranlar) bilinçlendirmeyi hedefler. Okul ile iş birliği yaparak, çocuğun sınıf ortamında daha iyi kabul görmesini sağlamak tedavinin en önemli parçalarından biridir.
Ankara’da Tik Bozuklukları ve Tourette Tedavisi
Ankara'da Uzm. Dr. Emine Taşyürek, tik bozuklukları ve Tourette Sendromu tedavisinde çok yönlü ve kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturur. Tedavinin amacı, tikleri tamamen ortadan kaldırmaktan ziyade, onların şiddetini ve sıklığını yönetilebilir bir düzeye indirgemek, çocuğun günlük yaşamını, sosyal ilişkilerini ve akademik başarısını olumsuz etkilemesini önlemek ve eşlik eden diğer ruhsal sorunları tedavi etmektir.
Tedavi süreci, ayrıntılı bir değerlendirme ile başlar. Dr. Taşyürek, tiklerin tipi, sıklığı, şiddeti, başlangıç yaşı, aile öyküsü ve tikleri artıran/azaltan faktörleri detaylıca sorgular. Aynı zamanda, DEHB, OKB, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden durumların varlığını araştırır. Bu kapsamlı değerlendirme, hangi tedavi yöntemlerinin öncelikli olacağını belirler.
Tedavi yaklaşımı:
Psikoeğitim ve Çevresel Düzenlemeler: İlk ve en önemli adım, aileye, çocuğa ve mümkünse okula tik bozuklukları hakkında bilgi vermektir. Tiklerin istemsiz olduğu, çocuğun elinde olmadığı, baskılamanın zor olduğu anlatılır. Çocuğu tikleri için uyarmanın, azarlamanın veya cezalandırmanın tikleri şiddetlendireceği vurgulanır. Stres yönetimi, tikleri tetikleyen faktörlerden kaçınma ve olumlu bir aile ortamı oluşturma konularında aileye rehberlik edilir.
Davranışçı Terapiler: Tik bozukluklarında birinci basamak tedavi yöntemidir. Özellikle Alışkanlık Tersine Çevirme Eğitimi (HRT) en etkili terapi yöntemlerinden biridir. HRT, çocuğa tik öncesi hissedilen öncül dürtüyü (premonitory urge) tanımayı, tik yerine yapılabilecek rakip bir tepki geliştirmeyi ve bu tepkiyi sosyal ortamlarda da kullanmayı öğretir. Kapsamlı Davranışçı Müdahale için Tiksizlik (CBIT) ise HRT'ye gevşeme eğitimi ve tikleri artıran durumlara yönelik müdahalelerin de eklendiği daha kapsamlı bir protokoldür.
Dr. Taşyürek, tedaviyi çocuk ve aile ile birlikte bir ekip çalışması olarak görür. Düzenli takip seanslarıyla tedavinin etkinliği değerlendirilir ve plan gerektiğinde yeniden şekillendirilir. Temel hedef, çocuğun kendini iyi hissettiği, özgüvenli ve sosyal anlamda üretken bir birey olarak yetişmesine olanak sağlamaktır.