Uzm. Dr. Emine Taşyürek

Çocuklarda Uyku Sorunları | Ankara

 

Çocuk ve Ergenlerde Uyku Bozuklukları Nedir?

Çocuk ve ergenlerde uyku sorunları, uykuya dalma, uykuyu sürdürme, uyku kalitesi veya uyku zamanlaması ile ilgili yaşanan sürekli güçlükler olarak tanımlanır. Bu sorunlar, yalnızca gece boyunca yaşanan bir sıkıntı olmanın ötesinde, çocuğun fiziksel sağlığını, duygusal dengesini, bilişsel işlevlerini ve genel yaşam kalitesini derinden etkileyen bir durumdur. Ankara'da Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzm. Dr. Emine Taşyürek, uykuyu birçok ruhsal ve fiziksel sorunun hem nedeni hem de sonucu olarak ele alır ve tedavi sürecinde bu ikili ilişkiyi dikkatle değerlendirir.

Uyku sorunları basit bir direnç veya alışkanlık meselesi değildir; karmaşık ve çok boyutlu bir yapıya sahiptir. Bu sorunlar, davranışsal, fizyolojik, çevresel ve psikolojik faktörlerin bir bileşkesi olarak ortaya çıkabilir. Örneğin, bir çocuk uykuya dalamıyorsa, bunun altında yatan neden uyku saatine direnme olabileceği gibi, kaygı bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), depresyon veya uyku apnesi gibi tıbbi bir durum da olabilir.

Uyku bozuklukları çeşitli formlarda kendini gösterebilir. İnsomnia (uykuya dalamama veya gece boyunca sık sık uyanma), çocuk ve ergenlerde en sık karşılaşılan sorundur. Parasomnialar ise uyku sırasında ortaya çıkan istenmeyen olaylardır; kabus bozukluğu, uyku terörü, uyurgezerlik bu gruba girer. Sirkadiyen ritim uyku-uyanıklık bozuklukları, özellikle ergenlik döneminde sık görülür; vücut saati sosyal ve akademik gerekliliklerle uyumsuz hale gelir, genç geç saatlere kadar uyuyamaz ve sabah kalkmakta aşırı zorlanır. Uykuyla ilişkili solunum bozuklukları (örneğin, obstrüktif uyku apnesi) ise horlama ve uyku sırasında solunumun durması gibi belirtilerle kendini gösterir ve mutlaka tıbbi olarak ele alınması gereken bir durumdur.

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzm. Dr. Emine Taşyürek, bir çocuğun uyku sorununu değerlendirirken, sadece uyku düzenine odaklanmaz. Aynı zamanda çocuğun gün içindeki işlevselliğini, okul performansını, sosyal ilişkilerini, duygudurumunu ve aile dinamiklerini kapsamlı bir şekilde gözden geçirir. Çünkü uyku, çocuğun genel sağlık ve iyilik halinin aynasıdır ve bu aynadaki herhangi bir bozulma, altta yatan daha büyük bir resmin habercisi olabilir.

Uyku Bozukluklarının Belirtileri ve Erken İşaretler

Uyku sorunlarını erken fark etmek, müdahale için çok önemlidir. Belirtiler sadece gece değil, gündüz de kendini gösterir. Gece görülen belirtiler arasında; uykuya dalmak için yatağa girdikten sonra 30 dakikadan uzun süre uyanık kalmak, gece boyunca sık sık uyanmak, kabuslar görerek çığlık atarak uyanmak, uyurgezerlik, horlama veya nefes almada güçlük, huzursuz bacak sendromu nedeniyle bacakları sürekli hareket ettirme ihtiyacı sayılabilir. Gündüz ise bu sorunlar; sabah uyanmada aşırı güçlük, kronik yorgunluk ve enerji düşüklüğü, dikkatini toplamada, öğrenmede ve hatırlamada güçlük, okul başarısında düşüş, aşırı sinirlilik, duygusal dalgalanmalar, öfke patlamaları ve hiperaktivite olarak yansır. Küçük çocuklar, huysuzluk, sık ağlama ve ebeveynlere aşırı yapışma davranışları sergileyebilir. Bu işaretler, çocuğun yaşam kalitesini etkilemeye başladığı anda bir uzmana danışmak için önemli göstergelerdir.

Uyku Sorunlarının Çocukların Gelişimine Etkileri

Yeterli ve kaliteli uyku, çocuğun fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimi için elzemdir. Uyku sırasında, büyüme hormonu salgılanır, gün boyu öğrenilen bilgiler hafızaya kaydedilir ve konsolide edilir, sinir hücreleri arasındaki bağlantılar güçlenir. Uyku yoksunluğu ise bu süreçleri ciddi şekilde aksatır. Fiziksel gelişimde yavaşlama, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve sık hastalanma görülebilir. Bilişsel açıdan ise dikkat, konsantrasyon, hafıza ve öğrenme kapasitesi olumsuz etkilenir. Duygusal olarak, uyku sorunları yaşayan çocuklar dürtü kontrolünde zorlanır, duygularını düzenlemekte güçlük çeker, kaygılı ve depresif belirtiler göstermeye daha yatkın hale gelir. Sosyal becerileri ve akran ilişkileri de bu durumdan nasibini alır; içe kapanık veya agresif davranışlar sergileyebilirler. Bu nedenle, uyku sorunları asla hafife alınmaması gereken, çocuğun tüm gelişim alanlarını tehdit eden bir durumdur.

Çocuk ve Ergenlerde Depresyon Tedavisi | Ankara
ankara cocuk ve ergen uyku bozuklukları en iyi çocuk psikiyatristi tavsiye

Uyku Bozukluklarının Akademik Başarıya Yansımaları

Uyku ile akademik başarı arasında doğrudan ve güçlü bir bağ vardır. Yetersiz uyku, öğrenmenin temel taşları olan dikkat ve konsantrasyonu ciddi şekilde bozar. Uykusuz kalan bir çocuğun dersi takip etmesi, yeni bilgileri işlemesi ve öğrenmesi neredeyse imkansız hale gelir. Hafıza konsolidasyonu bozulduğu için ders çalışılan bilgiler kalıcı olarak depolanamaz. Ayrıca, yürütücü işlevler olarak adlandırılan planlama, organizasyon, problem çözme ve zaman yönetimi becerileri de olumsuz etkilenir. Bu da çocuğun ödevlerini yetiştirememesine, sınavlarda basit hatalar yapmasına ve akademik olarak geride kalmasına neden olur. Tüm bunlar, çocukta başarısızlık hissi ve özgüven kaybı yaratırken, okula ve derslere karşı motivasyonunu da düşürerek bir kısır döngüye yol açar.

Uyku Problemlerinde Ailelerin Rolü ve Destek Yöntemleri

Aileler, çocuklarının sağlıklı uyku alışkanlıkları kazanmasında en etkin rol oynayan aktörlerdir. İlk adım, tutarlı ve istikrarlı bir uyku rutini oluşturmaktır. Bu rutin, her akşam aynı saatlerde başlayan, sakinleştirici aktivitelerden (ılık duş, masal okuma, hafif müzik) oluşan ve çocuğa uykuya geçiş için zihinsel olarak hazırlanma fırsatı veren bir süreç olmalıdır. Uyku ortamının uygun şartlara sahip olması da kritik öneme sahiptir; oda karanlık, serin ve sessiz olmalı, yatak yalnızca uyumak için kullanılmalıdır. Ailelerin ekran kullanımı konusunda sınır koyması elzemdir; yatmadan en az bir saat önce televizyon, tablet, telefon ve bilgisayar gibi mavi ışık yayan cihazların kullanımı sonlandırılmalıdır. Ebeveynlerin sakin ve kararlı bir tutum sergilemesi, uyku direnci karşısında pes etmemesi, ancak aynı zamanda çocuğun kaygılarını dinleyerek onu anladığını göstermesi gerekir. Dr. Taşyürek, ailelere çocuklarının uyku sorunlarını bir güç savaşına dönüştürmemeleri, bunun yerine işbirliğine dayalı, şefkatli ve sınırları net bir yaklaşım benimsemeleri konusunda rehberlik eder.

Çocuk ve Ergenlerde Depresyon ve Uyku Bozuklukları

Depresyon ve uyku bozuklukları arasında çift yönlü, karmaşık bir ilişki bulunur. Depresyon, uyku bozukluklarının hem önemli bir nedeni hem de sonucu olabilir. Depresyondaki bir çocuk veya ergende uyku sorunları sıklıkla ilk belirtiler arasında yer alır. Bu sorunlar insomnia formunda; uykuya dalmakta güçlük, gece sık uyanma veya sabah çok erken saatlerde uyanıp bir daha dalamama şeklinde görülebilir. Daha az sıklıkla, aşırı uyuma isteği (hipersomni) de depresyonun bir parçası olabilir. Depresyonun getirdiği olumsuz düşünce halkaları (endişe, üzüntü, değersizlik düşünceleri) zihni meşgul ederek uykuya dalmayı zorlaştırır. Öte yandan, yetersiz ve kalitesiz uyku da duygudurumu düzenleyen beyin kimyasallarını olumsuz etkileyerek depresif belirtileri şiddetlendirir, tahammülsüzlük ve enerji düşüklüğünü artırır. Bu nedenle, Dr. Taşyürek depresyon tedavisinde uyku sorunlarını mutlaka ele alır; uyku düzeni iyileşmeden depresyonun tam anlamıyla remisyona girmesi zordur. Tedavi, hem depresyonu hem de uyku bozukluğunu hedefleyen bütüncül bir yaklaşım gerektirir.

Ankara’da Çocuk ve Ergen Psikiyatristi ile Uyku Sorunları Tedavisi

Ankara'da Uzm. Dr. Emine Taşyürek, çocuk ve ergenlerde uyku sorunlarının tedavisinde kapsamlı ve kişiselleştirilmiş bir yaklaşım benimser. Tedavi süreci, ayrıntılı bir değerlendirme ile başlar. Bu değerlendirmede, çocuğun uyku öyküsü, tıbbi geçmişi, günlük rutinleri, beslenme alışkanlıkları, ekran kullanım süresi, okul performansı ve aile dinamikleri ele alınır. Ayrıca, uyku sorununun altında yatabilecek kaygı, depresyon, DEHB veya travma gibi altta yatan ruhsal durumlar titizlikle araştırılır.

Dr. Taşyürek, tedavi planını bu kapsamlı değerlendirmenin sonuçlarına göre şekillendirir. Eğer uyku apnesi gibi tıbbi bir şüphe varsa, aileyi çocuk göğüs hastalıkları veya nöroloji gibi ilgili bölümlere yönlendirir. Temel tedavi yaklaşımı, davranışçı müdahaleler ve psikoterapötik yöntemler üzerine kuruludur. Uyku hijyeni eğitimi ile aile ve çocuğa sağlıklı uyku alışkanlıkları kazandırılır. Davranışçı teknikler (kademli olarak yataktan ayrılma, uykuyu yeniden şekillendirme) ile çocuğun kendi kendine uykuya dalma becerisi desteklenir. Altta yatan bir ruhsal sorun tespit edilirse, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Oyun Terapisi veya EMDR gibi yöntemlerle bu sorun ele alınır. Aileye verilen danışmanlık ve psikoeğitim ile ev ortamında yapılabilecek düzenlemeler ve iletişim stratejileri paylaşılır. İlaç tedavisi, Dr. Taşyürek için ancak çok gerekli görüldüğü durumlarda, diğer yöntemler yetersiz kaldığında ve altta yatan ciddi bir psikiyatrik bozukluk varlığında, son çare olarak düşünülen ve yakın takip altında uygulanan bir seçenektir. Temel amaç, çocuğa ve aileye kalıcı, sağlıklı uyku alışkanlıkları kazandırmak ve yaşam kalitesini artırmaktır.

Okul Danışmanlığı ve Akademik Destek | Ankara
Uzm. Dr. Emine Taşyürek tarafından bebek ve çocuklarda uyku sorunları için online terapi desteği

Kaygı Bozuklukları ile Uyku Problemleri Arasındaki İlişki

Kaygı ve uyku arasındaki ilişki, depresyonda olduğu gibi iç içe geçmiş bir yapıdadır. Kaygı bozukluğu olan çocuklar, gün boyu süren endişe ve gerginlik halini geceye de taşırlar. Yatağa yattıklarında zihinleri "ya başıma şu gelirse?" gibi olumsuz senaryolarla doludur, bu da uykuya dalma sürecini uzatır ve uykuyu yüzeysel, dinlendirmeyen bir hale getirir. Ayrılık kaygısı olan çocuklar, ebeveynden ayrı uyumak istemeyebilir, karanlıktan korkabilir veya kabuslar görebilir. Öte yandan, uyku yoksunluğu, beyin sapındaki alarm merkezlerini daha hassas hale getirerek kaygıyı fizyolojik olarak artırır. Yorgun bir beyin, tehditlere karşı daha tetikte olma eğilimindedir, bu da kaygıyı besleyen bir döngü yaratır. Dr. Taşyürek, kaygı bozukluklarını tedavi ederken, uykuyu bir öncelik haline getirir. Kaygıyı yönetme becerileri (nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri) öğretilir ve bu teknikler uyku öncesi rutinine entegre edilir. Uyku düzeni sağlandığında, çocuğun kaygıyla baş etme kapasitesi de belirgin şekilde artar.

DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite) ve Uyku Düzeni

DEHB ve uyku sorunları arasında güçlü bir bağ vardır. DEHB'li çocukların önemli bir kısmı uykuya dalma güçlüğü, sık uyanma, sabah uyanmada zorlanma ve gündüz aşırı uykululuk hali yaşar. Bu durumun altında yatan nedenler çok boyutludur. DEHB ile ilişkili dürtüsellik ve zihinlerinin sürekli meşgul olması, onların sakinleşip uykuya geçiş yapmalarını zorlaştırabilir. Ayrıca, DEHB tedavisinde kullanılan uyarıcı ilaçlar da, özellikle öğleden sonra saatlerinde alınıyorsa, uykuyu geciktirici bir etki yapabilir. Öte yandan, yetersiz uyku, dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik gibi DEHB belirtilerini taklit eder veya var olan belirtileri çok daha kötüleştirir. Bu da tanı ve tedaviyi karmaşık hale getirebilir. Dr. Taşyürek, DEHB'li bir çocuğu değerlendirirken uyku alışkanlıklarını mutlaka sorgular. Tedavi planı, uyku hijyeninin sağlanması, uyku saatine uygun ilaç düzenlemesi ve davranışçı müdahaleleri içerir. DEHB ve uyku sorunları birlikte ele alındığında, hem uyku kalitesinde hem de gündüz semptomlarında anlamlı iyileşmeler gözlemlenir.

Okul Başarısızlığı ve Sınav Kaygısının Uykuya Etkisi

Akademik baskı, sınav kaygısı ve okul başarısızlığı, çocuk ve ergenlerde önemli uyku sorunu nedenlerindendir. Sınav kaygısı yaşayan bir öğrenci, yatağa yattığında zihni sınavla ilgili felaket senaryolarıyla ("ya başaramazsam?", "ya soruları yetiştiremezsem?") meşgul olur. Bu durum, uykuya dalamama ve gece boyunca huzursuz bir uykuya neden olur. Okulda başarısızlık yaşayan ve bunun sonucunda eleştirilen bir çocuk ise kendini değersiz hissetme, ailesini hayal kırıklığına uğratma korkusu gibi duygularla baş etmeye çalışırken uykuya dalmakta güçlük çekebilir. Ayrıca, sınav dönemlerinde ders çalışmak için geç saatlere kadar ayakta kalmak, doğal uyku-uyanıklık döngüsünü (sirkadiyen ritim) bozar. Tüm bu faktörler, uyku kalitesini düşürür. Yetersiz uyku ise dikkat, konsantrasyon ve bellek gibi sınav başarısı için hayati öneme sahip bilişsel işlevleri olumsuz etkileyerek, kaygıyı ve başarısızlık olasılığını daha da artırır. Dr. Taşyürek, bu kısır döngüyü kırmak için hem sınav kaygısıyla baş etme becerilerini öğretir hem de sağlıklı bir uyku düzeni oluşturmak için aile ve çocukla birlikte çalışır.

Ergenlik Dönemi Ruhsal Sorunları ve Uyku Problemleri

Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik ve sosyal değişimlerin bir arada yaşandığı, uyku bozukluklarının sık görüldüğü bir dönemdir. Biyolojik olarak, ergenin vücut saati (sirkadiyen ritim) doğal bir kayma gösterir; daha geç saatlerde uykuya dalma ve daha geç uyanma eğilimi oluşur. Ancak erken okul saatleri, bu doğal döngüyle çakışarak ciddi bir uyku yoksunluğuna neden olur. Bu durum, ergenlik dönemi uyku-uyanıklık faz gecikmesi bozukluğu olarak adlandırılır. Psikolojik açıdan ise, kimlik arayışı, akran baskısı, akademik stres ve aile ile yaşanan çatışmalar kaygı ve depresyon riskini artırır, bu da uyku sorunlarını beraberinde getirir. Ergenler, sorunlarla baş etmek için sağlıksız başa çıkma yöntemleri (aşırı ekran kullanımı, gece geç saatlere kadar kalma) geliştirebilir, bu da uyku düzenini daha da bozar. Dr. Taşyürek, ergenlerle çalışırken onların biyolojik ritimlerini anlar ve tedaviyi bu gerçeği göz önünde bulundurarak planlar. Okul ile iş birliği yapılması ve aileye ergenlik dönemi hakkında psikoeğitim verilmesi, tedavinin önemli parçalarıdır.

Uyku Sorunları ve Akran İlişkilerindeki Zorluklar

Uyku sorunları yaşayan bir çocuk veya ergen, gündüz yorgun, sinirli ve dürtüsel olma eğilimindedir. Bu durum, akran ilişkilerini son derece olumsuz etkiler. Yorgunluk, sosyal ipuçlarını okumayı, empati kurmayı ve sohbetlere katılmayı zorlaştırır. Sinirlilik ve dürtüsellik ise, arkadaşlarıyla daha sık çatışma yaşamasına, oyunlarda sırasını beklemekte güçlük çekmesine ve ani öfke patlamaları göstermesine neden olabilir. Tüm bu faktörler, çocuğun sosyal olarak dışlanmasına, alay konusu olmasına veya yalnız kalmasına yol açabilir. Zamanla, bu olumsuz sosyal deneyimler çocuğun özgüvenine zarar verir ve sosyal kaygı geliştirmesine neden olabilir, bu da uyku sorunlarını daha da kötüleştiren bir stres kaynağı yaratır. Dr. Taşyürek, uyku sorunlarını tedavi ederken, bu sosyal etkileri de göz önünde bulundurur. Uyku kalitesi arttıkça, çocuğun sosyal becerileri ve akran ilişkilerinde de doğal bir iyileşme gözlemlenir.

Çocuk ve Ergenlerde Yeme Bozuklukları ile Uyku Düzeni İlişkisi

Yeme bozuklukları (anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza, tıkınırcasına yeme bozukluğu) ve uyku arasında karmaşık bir ilişki mevcuttur. Yetersiz beslenme (anoreksiya) vücudu strese sokarak kortizol seviyelerini yükseltir ve bu da uykuya dalmayı zorlaştırır, uykuyu hafif ve dinlendirmeyen bir hale getirir. Gece boyunca açlık ağrıları veya mide problemleri uyanmalara neden olabilir. Öte yandan, uyku yoksunluğu, iştahı düzenleyen hormonları (ghrelin ve leptin) olumsuz etkileyerek açlık hissini artırır ve tıkınırcasına yeme ataklarını tetikleyebilir. Ayrıca, yeme bozukluğu olan bireylerde sıklıkla görülen depresyon ve kaygı da uyku sorunlarını şiddetlendirir. Bu nedenle, yeme bozukluğunun tedavisinde uyku düzeninin restore edilmesi, hem fiziksel iyileşme hem de duygusal regülasyon için kritik bir adımdır. Dr. Taşyürek, yeme bozukluğu olan hastalarında uyku hijyenini sağlamayı ve altta yatan duygusal sıkıntıları terapi yoluyla çözmeyi tedavi planının merkezine koyar.

Dijital Bağımlılık ve Uyku Bozuklukları

Günümüzde çocuk ve ergenlerde uyku bozukluklarının en yaygın nedenlerinden biri dijital ekran kullanımıdır. Akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar ve oyun konsolları uykuyu birkaç yönden olumsuz etkiler. İlk olarak, bu cihazların yaydığı mavi ışık, melatonin hormonunun doğal salınımını baskılar. Melatonin, karanlıkla birlikte artan ve uykuya hazırlık yapan bir hormondur. Mavi ışığa maruz kalmak, beyne "hala gündüz" mesajı vererek uyku-uyanıklık döngüsünü bozar. İkinci olarak, ekranda izlenen içerikler (şiddet içerikli oyunlar, heyecanlı filmler, sosyal medyadaki etkileşimler) zihni uyarır ve stres seviyesini artırarak sakinleşmeyi ve uykuya geçişi zorlaştırır. Üçüncüsü, ekran başında geçirilen uzun saatler, uyku süresinden çalar ve uykuyu fiziksel olarak kısıtlar. Dr. Taşyürek, ailelere net sınırlar koymaları, yatmadan en az bir saat önce tüm elektronik cihazları kapatmaları ve çocuklarının yatak odalarında bu cihazları bulundurmamaları konusunda ısrarla tavsiyede bulunur.

Çocuk ve Ergenlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite (DEHB) – Ankara
Ergenlerde uyku bozukluğu ve uyku hijyeni için online terapi seansı

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Uyku Sorunları

Uyku bozuklukları yaşayan çocuklar ve ergenlerde en çok kullanılan terapi yöntemlerinden biri bilişsel davranışçı terapidir (BDT). Bu yaklaşım, uyku sorunlarını yalnızca fizyolojik bir mesele olarak değil, aynı zamanda düşünce kalıpları ve davranış alışkanlıkları ile ilişkili bir durum olarak ele alır. Çocukların uykuya geçişini zorlaştıran, gece boyunca sık uyanmalarına sebep olan ya da sabah dinlenmemiş kalkmalarına yol açan faktörler çoğu zaman yanlış inançlar, kaygılar veya günlük rutinlerdeki dengesizliklerle ilgilidir.

BDT sürecinde ilk olarak çocuğun uyku düzeni ayrıntılı bir şekilde incelenir. Yatış saati, uyanış saati, gün içinde ekran kullanım süresi, ders çalışma alışkanlıkları ve fiziksel aktivite düzeyi değerlendirilir. Ardından uyku sorununu besleyen olumsuz düşünceler tespit edilir. Örneğin “Ben zaten uyuyamam, sabaha kadar gözüm açık kalacak” gibi düşünceler, uyku kaygısını artırarak sorunu derinleştirir. Bu düşünceler bilişsel yeniden yapılandırma teknikleriyle daha gerçekçi ve olumlu inançlarla değiştirilir.

Davranışsal kısımda ise uyku hijyenine yönelik uygulamalar devreye girer. Yatma öncesinde elektronik cihazların kullanımının azaltılması, odanın karanlık ve sessiz olması, düzenli bir uyku rutinine sadık kalınması gibi adımlar planlanır. Çocuğa gevşeme egzersizleri, nefes çalışmaları veya kas gevşetme teknikleri de öğretilerek uykuya geçiş kolaylaştırılır.

Ankara’da çocuk ve ergen psikiyatristi olarak hizmet veren Uzm. Dr. Emine Taşyürek, BDT uygulamalarında aileyi de sürece dahil ederek kalıcı bir iyileşme sağlamayı hedefler. Ebeveynlere çocuklarının uyku düzenini destekleyecek uygun davranış modelleri anlatılır. Bu bütüncül yaklaşım sayesinde çocukların hem uyku kalitesi artar hem de akademik başarıları ve gündelik yaşam enerjileri olumlu yönde gelişir.

Oyun Terapisi ve Uyku Sorunları

Çocukların dünyasında oyun, yalnızca eğlenceli bir etkinlik değil, aynı zamanda duygularını, korkularını ve içsel çatışmalarını ifade edebildikleri en doğal araçtır. Uyku sorunları yaşayan çocuklarda oyun terapisi, bu problemlerin altında yatan duygusal nedenlerin keşfedilmesi ve sağlıklı bir şekilde dışa vurulması için oldukça etkili bir yöntemdir.

Uyku problemleri bazen kabuslar, gece korkuları veya ayrılık kaygısı ile bağlantılı olabilir. Çocuklar bu duyguları kelimelerle ifade edemese de oyun sırasında seçtikleri oyuncaklar, kurguladıkları hikâyeler ve davranış biçimleri aracılığıyla iç dünyalarını dışa yansıtır. Terapist, bu süreçte çocuğun bilinçdışı korkularını anlamlandırmasına yardımcı olur.

Oyun terapisi seanslarında çocuklara güvenli bir ortam sunulur. Çocuk, kendisini tehdit eden ya da korkutan unsurları oyun aracılığıyla yeniden deneyimler ve bu kez daha sağlıklı bir baş etme mekanizması geliştirir. Böylelikle gece uyanmalar, uykuya direnç ya da sürekli anne-baba ile uyuma isteği gibi sorunlar azalır.

Uzm. Dr. Emine Taşyürek, Ankara’daki kliniğinde oyun terapisini çocukların gelişim dönemlerine uygun biçimde planlar. Çocuğun duygusal ihtiyaçları belirlenir ve uyku sorununa yol açan kaygı kaynakları üzerinde çalışılır. Süreç içerisinde ailelere de bilgilendirmeler yapılarak evde uygulanabilecek destekleyici oyunlar önerilir. Bu sayede çocuk, yalnızca uyku sorunlarını aşmakla kalmaz, aynı zamanda özgüvenini artırır ve duygusal dayanıklılığını geliştirir.

Aile Terapisi ve Uyku Sorunları

Çocuklarda uyku bozuklukları yalnızca bireysel bir sorun değildir; çoğu zaman aile içi iletişim ve ebeveyn tutumlarıyla da yakından ilişkilidir. Aile terapisi, çocukların uyku problemlerini çözmede ebeveynleri sürecin aktif bir parçası haline getiren önemli bir yaklaşımdır.

Ebeveynlerin tutarsız disiplin anlayışı, aşırı korumacı davranışları veya aile içinde yaşanan çatışmalar, çocuğun uyku düzenini olumsuz etkileyebilir. Aile terapisi, bu durumları fark etmeyi ve aile üyelerinin daha sağlıklı iletişim kurmalarını sağlamayı amaçlar.

Terapide anne ve babanın çocukla kurduğu ilişki detaylı bir şekilde değerlendirilir. Uykuya geçiş sırasında yaşanan güçlükler, gece boyunca anne-baba ile aynı odada uyuma isteği ya da sık uyanmaların aile içindeki yansımaları ele alınır. Terapist, aileye çocuğa sınır koymayı, rutin oluşturmayı ve güven duygusunu pekiştirmeyi öğreterek uyku sorunlarının temelinde yatan dinamikleri iyileştirmeye yardımcı olur.

Ankara’da Uzm. Dr. Emine Taşyürek, aile terapisi sürecinde ebeveynlere hem çocuklarının ihtiyaçlarını anlamaları hem de uyku düzeni konusunda etkili stratejiler geliştirmeleri için rehberlik eder. Böylelikle yalnızca uyku problemleri çözülmez, aynı zamanda aile içindeki genel huzur ve iletişim de güçlenir.

Mindfulness Temelli Terapi ve Uyku Sorunları

Son yıllarda çocuk ve ergen psikiyatrisinde giderek daha fazla kullanılan yaklaşımlardan biri de mindfulness temelli terapidir. Bu yöntem, kişinin içinde bulunduğu ana odaklanmasını, düşünce ve duygularını yargılamadan fark etmesini sağlayarak kaygıyı azaltır ve zihinsel rahatlama sunar. Uyku sorunları yaşayan çocuk ve ergenlerde mindfulness teknikleri oldukça etkili sonuçlar vermektedir.

Uyku problemi yaşayan çocuklar genellikle gece uyumadan önce zihinsel bir yoğunluk yaşar. Ders kaygısı, sınav stresi, arkadaş ilişkileri veya aile içi sorunlar çocuğun zihnini meşgul eder ve uykuya dalmasını güçleştirir. Mindfulness teknikleri sayesinde çocuk, bu düşünceleri kontrol etmeyi ve anda kalabilmeyi öğrenir.

Terapide nefes egzersizleri, beden farkındalığı çalışmaları, gevşeme teknikleri ve kısa meditasyon uygulamaları kullanılır. Çocuklar bu süreçte kendi bedenlerini ve zihinlerini daha iyi tanır, uykuya dalmadan önce huzurlu bir ruh haline kavuşurlar.

Uzm. Dr. Emine Taşyürek, Ankara’da mindfulness temelli terapiyi özellikle kaygı düzeyi yüksek ve uykuya geçişte güçlük yaşayan çocuklarda uygulamaktadır. 

EMDR Terapisi ve Uyku Sorunları

Bazı çocuk ve ergenlerde uyku problemlerinin temelinde travmatik yaşantılar bulunur. Boşanma, kazalar, şiddete tanık olma, ani kayıplar veya akran zorbalığı gibi durumlar, çocuklarda yoğun kaygı ve korku yaratabilir. Bu da kabuslara, gece uyanmalarına ve uykuya direnç göstermeye yol açar. İşte bu noktada EMDR terapisi oldukça etkili bir yöntemdir.

EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), beynin travmatik anıları sağlıklı bir şekilde işlemesine yardımcı olur. Çocuk, güvenli bir ortamda terapist eşliğinde rahatsız edici anılarını yeniden işler ve bu anılar artık yoğun kaygı yaratmaz hale gelir. Sonuç olarak çocukların uykuya geçişi kolaylaşır, kabuslar azalır ve uyku kalitesi artar.

Ankara’da Uzm. Dr. Emine Taşyürek, EMDR terapisini çocuk ve ergenlerin yaşına ve gelişim düzeyine uygun şekilde uygulamaktadır. Özellikle travmaya bağlı uyku sorunlarında bu yöntem, hem çocuğun ruh sağlığını güçlendirir hem de günlük yaşam kalitesini artırır.

Psikoeğitim ve Aile Danışmanlığı

Çocuklarda uyku problemlerinin çözümünde yalnızca bireysel terapiler değil, aileye yönelik bilgilendirme ve danışmanlık da büyük önem taşır. Psikoeğitim, ebeveynlerin çocuklarının uyku düzeniyle ilgili doğru bilgileri edinmesini ve evde uygulanabilecek sağlıklı alışkanlıklar geliştirmesini sağlar.

Ebeveynlere uyku hijyeni hakkında detaylı bilgiler verilir: Yatma saatlerinin düzenlenmesi, akşam saatlerinde şekerli gıdalardan kaçınılması, ekran süresinin sınırlanması ve sakinleştirici rutinlerin oluşturulması gibi pratik öneriler paylaşılır. Ayrıca çocukların kaygılarını azaltmak için aile içi iletişim yöntemleri de öğretilir.

Ankara’da Uzm. Dr. Emine Taşyürek, ailelere verdiği danışmanlık sayesinde çocukların uyku sorunlarının kalıcı olarak çözülmesini hedefler. Bu süreçte aile, çocuğun psikolojik ihtiyaçlarını daha iyi anlar ve ev ortamında daha destekleyici bir yaklaşım benimser. Böylece terapi ve aile desteği bir araya geldiğinde, çocukların uyku sorunları kısa sürede iyileşme gösterir.

Çocuk ve Ergenlerde Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) | Ankara
Bebeklerde uykuya dalma güçlüğü ve gece uyanmaları için psikiyatrik destek