DEHB Tedavisi | Ankara Çocuk Psikiyatristi
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) – Ankara Çocuk ve Ergen Psikiyatristi
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk çağında başlayan ve ergenlik dönemine kadar devam edebilen nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB olan çocuklar genellikle dikkatlerini toplamakta zorlanır, dürtüsel davranışlar sergiler ve aşırı hareketlidir. Bu durum hem akademik başarılarını hem de sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Özellikle okul ortamında dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve kurallara uymada zorluk gibi belirtiler öne çıkar.
Çocuk ve ergen psikiyatri alanında yapılan çalışmalar, DEHB’nin yalnızca davranışsal bir sorun olmadığını; beynin dikkat ve dürtü kontrol merkezlerinde yaşanan işlevsel farklılıklardan kaynaklandığını göstermektedir. Bu nedenle DEHB tanısı, gözleme dayalı değerlendirmelerle birlikte nöropsikolojik testler, aile görüşmeleri ve öğretmen geri bildirimleriyle yapılır. Ankara’daki kliniğimizde, bu süreçte kullanılan geçerli test yöntemleriyle doğru tanıya ulaşmak amaçlanır.
Tedavi süreci, çocuğun yaşına, belirtilerin şiddetine ve eşlik eden diğer durumlara göre planlanır. DEHB tedavisinde ilaç kullanımı, dikkat ve dürtü kontrolünü destekleyen davranışçı terapiler, aile eğitimi ve okul iş birliği ön plandadır. Özellikle bireysel terapi ve dikkat geliştirme çalışmalarıyla çocukların günlük yaşam becerileri güçlendirilebilir. Her çocuğa özel yapılandırılmış bir yaklaşım, tedavi sürecinin etkinliğini artırır.
Ankara’da faaliyet gösteren çocuk ve ergen psikiyatri kliniğimizde, DEHB’ye yönelik bütüncül bir değerlendirme ve tedavi anlayışı sunulmaktadır. Ailelere yönelik bilgilendirme seansları, öğretmen danışmanlığı ve düzenli izlem görüşmeleriyle çocukların hem ev hem okul yaşamlarında daha işlevsel olmaları hedeflenir. Erken tanı ve zamanında müdahale, çocuğun yaşam kalitesini belirgin şekilde artırabilir.
Bu blog yazımızda yer alan videoda, çocuklarda ve ergenlerde DEHB ile ilgili en sık karşılaşılan sorulara detaylı yanıtlar bulabilirsiniz. Tanı sürecinden testlere, tedavi seçeneklerinden aile desteğine kadar merak edilen tüm başlıklar, uzman bakış açısıyla açıklanmıştır. Videoyu izleyerek DEHB hakkında doğru ve güncel bilgilere ulaşabilirsiniz.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) – Erken Tanı, Etkili Tedavi
Çocuk ve Ergenlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Konusunda Sık Sorulan Sorular I Ankara Çocuk ve Ergen Psikiyatri
DEHB nedir ve çocuklarda nasıl belirtilerle ortaya çıkar?
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk çağında başlayan ve dikkat süresinin kısalığı, dürtüsellik ve aşırı hareketlilik ile karakterize edilen nörogelişimsel bir bozukluktur.
Çocuklarda DEHB, genellikle okul öncesi dönemde belirginleşmeye başlar ancak ilkokul çağına gelindiğinde akademik performansı ve sosyal ilişkileri etkileyecek düzeye ulaşabilir. Belirtiler arasında ödev ya da oyun gibi görevlerde dikkatin çabuk dağılması, sıklıkla eşyalarını kaybetme, soruları tam dinlemeden yanıt verme, sırasını beklemekte zorlanma, yerinde duramama, konuşurken karşısındakinin sözünü kesme ve sınıf ortamında kurallara uymakta zorlanma gibi durumlar yer alır. DEHB olan çocuklar genellikle organize olmakta güçlük çeker ve zamana karşı yarışan görevlerde başarısız olabilir.
Ankara gibi büyük şehirlerde, akademik rekabetin ve okul başarısının ön planda olması nedeniyle DEHB belirtileri daha erken fark edilebilir. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin bu belirtileri gözlemlemesi, erken tanı için kritik öneme sahiptir.
Ankara’da DEHB tanısı kim tarafından konur?
DEHB tanısı, çocuk ve ergen ruh sağlığı alanında uzmanlaşmış bir çocuk psikiyatristi tarafından konulur.
Tanı koyma süreci yalnızca çocuğun davranışlarına bakarak değil, çok yönlü değerlendirmelerle yapılır. Bu süreçte çocuk psikiyatristi; aileden, öğretmenden ve çocuğun kendisinden alınan detaylı öyküye, gözleme ve psikolojik test sonuçlarına dayanır.
Çocuğun yaşı, gelişimsel özellikleri ve yaşam çevresi gibi faktörleri göz önünde bulundurarak tanı sürecini yönlendirir. Uzm. Dr. Emine Taşyürek gibi deneyimli hekimler bu süreci bilimsel çerçevede, aileyle iş birliği içinde yürütür. Tanı süreci titizlikle planlanmalı ve her çocuk için bireysel farklılıklar dikkate alınmalıdır.
DEHB tanısı için hangi test ve ölçekler kullanılır?
DEHB tanısı koyarken psikiyatristin gözlemleri ve klinik değerlendirmesi önceliklidir; ancak tanıyı desteklemek ve derecelendirmek amacıyla çeşitli psikometrik test ve değerlendirme ölçekleri kullanılır.
Bunların başında DSM-5 tanı kriterlerine dayanan DEHB Tanı Ölçekleri, Conners Ebeveyn ve Öğretmen Derecelendirme Ölçekleri, WISC-IV Zeka Testi, MOXO Dikkat Performans Testi ve Stroop Testi gelir.
Bu testler; çocuğun dikkat süresi, dürtü kontrolü, motor aktivite düzeyi ve bilişsel becerilerini objektif olarak değerlendirmeye yarar. DEHB tanısında tek bir test yeterli olmayıp; test sonuçları, ebeveyn-öğretmen formları ve klinik gözlemler birlikte değerlendirilmelidir.
Ergenlerde dikkat eksikliği ile kaygı bozukluğu nasıl ayırt edilir?
Ergenlik döneminde hem dikkat sorunları hem de kaygı bozuklukları sıklıkla gözlenir ve zaman zaman birbirine benzer belirtiler gösterebilir. Örneğin; sınav kaygısı yaşayan bir ergenin derslerde odaklanamaması ya da unutkan davranışlar sergilemesi dikkat eksikliğiyle karıştırılabilir.
Ancak DEHB’ye özgü dikkat eksikliği, çoğunlukla erken çocukluk döneminden itibaren vardır ve kaygıdan bağımsız olarak sürer. Kaygı bozukluğu olan ergenlerde dikkat dağınıklığı daha çok sınav öncesi ya da stresli durumlarda görülürken, DEHB’li ergenlerde bu durum her ortamda süreklidir. Ankara’da çocuk ve ergen psikiyatristleri bu iki durumu ayırt edebilmek için detaylı gelişim öyküsü alır, semptomların ne zaman başladığına ve hangi koşullarda arttığına dikkat eder. Tanının doğru konması, tedavi planının da doğru yapılandırılması açısından kritik öneme sahiptir.
DEHB tanısı konduktan sonra hangi tedavi yolları izlenir?
Tanı konduktan sonra çocuğun yaşına, semptomların şiddetine ve aile ortamına göre kişiye özel bir tedavi planı hazırlanır. Tedavi sürecinde çoğu zaman birincil yaklaşım bilişsel davranışçı terapi ve psikoeğitim olur. Bu süreçte çocuk; dikkatini nasıl yöneteceğini, dürtüselliği kontrol etmeyi ve planlı hareket etmeyi öğrenir.
Aile eğitimi ile ebeveynlerin tutumları da yeniden yapılandırılır. Gerekli görüldüğünde, özellikle dikkat eksikliğinin ciddi olduğu durumlarda ilaç tedavisi gündeme gelir. Uzm. Dr. Emine Taşyürek, ilaç kararını sadece belirtilerin yoğunluğuna göre değil, çocuğun bireysel özelliklerine göre vermektedir. Tedavi planı belirli aralıklarla gözden geçirilir ve çocuğun gelişimi izlenir.
İlaçsız DEHB tedavisi mümkün müdür?
Evet, bazı durumlarda DEHB ilaçsız da tedavi edilebilir. Özellikle dikkat eksikliğinin hafif olduğu ya da hiperaktivite semptomlarının çevreyi zorlamadığı çocuklarda davranışçı terapi, aile eğitimi, öğretmen danışmanlığı ve dikkat geliştirme programları ilaçsız tedavi seçenekleri arasında yer alır.
DEHB olan çocukların okul hayatı nasıl etkilenir?
DEHB, okul başarısı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Dikkat süresinin kısa olması, çocuğun dersi dinlemesini, ödevlerini zamanında ve eksiksiz yapmasını zorlaştırır. Hiperaktivite nedeniyle sınıf ortamında yerinde duramama, arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşanabilir.
Dürtüsellik de hem akademik hem sosyal ilişkilerde çatışmalara neden olabilir. Ankara gibi eğitim rekabetinin yoğun olduğu şehirlerde bu durum daha belirgin hale gelir. DEHB tanısı almış çocukların akademik başarısını artırmak için okul-aile-uzman üçgeninde güçlü bir iş birliği gerekir.
Öğretmene bilgi verilmesi, bireysel eğitim planı oluşturulması ve sınav süreçlerinde uygun desteklerin sağlanması önemlidir. Uzm. Dr. Emine Taşyürek, gerektiğinde öğretmenlerle de iletişime geçerek destekleyici bir çevre oluşturulmasına yardımcı olur.
Aileler tanı sürecinde ve sonrasında nelere dikkat etmeli?
Aileler, DEHB tanısı sürecinde çocuğun yaşadığı zorlukları anlamaya çalışmalı ve sabırlı olmalıdır. Tanı alındığında bu durum bir etiket değil, gelişim sürecini desteklemek için bir fırsat olarak görülmelidir.
Ebeveynlerin en sık yaptığı hatalardan biri çocuğu suçlamak ya da baskı kurmaktır. Bunun yerine pozitif iletişim, yapıcı disiplin ve sabit rutinler çok daha faydalıdır. Ayrıca aileler, uzman önerilerini takip etmeli, terapi süreçlerine aktif katılım göstermeli ve evde uygulamaları desteklemelidir.
Bu içerik, Ankara'da çocuk ve ergen psikiyatristi olarak görev yapan Uzm. Dr. Emine Taşyürek'in uzmanlık alanı olan DEHB tanı ve tedavi süreçlerine dair aileleri bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır.